7 Haziran 2014 Cumartesi

Meridon / Son Varis

Beatrice hırslı, cesur, sınır tanımayan, toprağına tutkuyla bağlı bir kadındı.
Julia zarif, iyi niyetli, insanları ve toprağı seven hiç kimseye zarar vermek istemeyen, ne yazık ki Lacey lanetiyle sarmalanmış bir kadındı.
Ve Meridon, hayatta kalmaya çalışan kalbi kırık genç bir kız. Lacey lanetinden haberi yok, Wideacre'nin adını bile duymamış, yalnızca yaşayabilmek istiyor kendisi ve kız kardeşi için. Bazı geceler rüyalarında görüyor Acre'yi, orada olmak istiyor, özlem duyuyor. Nerede olduğunu, neden sürekli rüyalarına girdiğini bilmiyor. Birde kızıl saçlı bir kadın var rüyalarında. Çok güçlü, güzel, acı çekiyor ancak bilmiyor kim olduğunu.
Annesinin kim olduğunu bilmiyor, yalnızca altın bir iğne var ondan geriye kalan, büyük annesine ne kadar benzediğinin farkında değil. Wideacre kadınlarının üçüncüsü belki de en şanslısı Meridon...


Meridon, Wideacre üçlemesinin son kitabı. Beatrice'in torununun hikayesini anlatıyor. Güzel, etkileyici bir hikaye ancak Beatrice kadar çarpıcı ve rahatsız edici ya da Julia gibi acıtan bir hikaye değil. Philippa Gregory'nin inanılmaz anlattığı bir hikaye, her kitabında olduğu gibi hem elimden bırakmak istemedim, hem de bitecek diye çok korktum. Biraz hayal kırıklığı da yaşadım elbette. Wideacre'nin sonu hoşuma gitmedi. Üçlemenin sonu için yeterince çarpıcı ve etkileyici bir kitap değildi. Bitene kadar hep meridon'un Beatrice'in soyundan geldiğini anımsatacak, tabii ki böyle yapacaktı dedirtecek bir şeyler olmasını bekledim. Elbette hikaye Acre köyü ve Wideacre için harika bir şekilde bitti. Beklentilerim farklıydı kuşkusuz.... Okuyun, okuyun, okutun....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder