25 Nisan 2014 Cuma

Kamelyalı Kadın / La Dame Aux Camelias


Okuma Şenliği bahanesiyle bu ay dünya klasiklerinin tadını çıkarıyorum. Bu satırları yazarken mesela Anna Karenina'yı okuyorum. Şenlik için okuyacağım son kitap ise en sevdiğim, önce okuyup, ardından filmini izleyeceğim. Elbette ki Wuthering Heights. Bir bahane yaratıp devamında da Dostoyevski okusam süper olacak. 
Kamelyalı Kadın okuduğum en içten aşk hikayesini anlatıyor. Marguerite ile Armand'ın hüzünlü aşkını. Bir çırpıda okunan, iç acıtan bir aşk hikayesi. Anna Karenina için en büyük aşk hikayesi denir genellikle, bence Kamelyalı Kadın çok daha hüzünlü, etkileyici, iç burkan, gerçek bir aşkı anlatıyor. Anna Karenina'da Vronski, Armand kadar aşık, Armand kadar fedakar değildir. Ardına bakmadan yoluna devam eder. Armand ise Marquerite'den hiç bir zaman vazgeçmez, elbette hatalar yapar ancak aşkına hep sahip çıkar. 
Marquerite, çok etkileyici bir karakter, naif, zarif ancak çok güçlü bir kadın. Kamelyalı Kadın'ı mutlaka okuyun. Kendinizi Antin Sokağı'nda gezerken bulacaksınız. Gözleriniz önünde yaşanan hüzünlü bir hikayeyi izleyeceksiniz. Hem diğer klasikler gibi yüzlerce sayfada değil bir çırpıda bitiyor. Ardından da Greta Garbo'nun müthiş Camille'sini izleyin. Pişman olmayacaksınız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder