26 Ocak 2014 Pazar

The Devil Wears Prada / Şeytan Marka Giyer

Odasından çıkar çıkmaz yine titremeye başlamıştım ve bir yandan da zavallı kalbimin, yirmi üç yaşımın bu olgun çağında bütün bu olup bitenlere dayanıp dayanamayacağını merak ediyordum. Bu arada yaktığım sigaranın ateşi, beton yerine yeni Jimmys'lerimin üzerine düşmeyi ve orada için için yanmayı sürdürerek küçük, kibar bir delik açmayı başardı. "Harika," diye mırıldandım. "Gerçekten boktan bir biçimde harika oldu bu." Bugün dört eşyamı azimle paralayarak kendi kişisel rekorumu kırmayı becermiştim. Yine de işe iyi tarafından bakmaya karar verip, belki de ben dönmeden ölür, diye düşündüm. Belki, sadece belki, hiç bilinmeyen tuhaf bir nedenle birdenbire ölüp gider ve böylece hepimiz birden bu ıstırap kaynağından kurtulurduk. Sigaramı söndürmeden önce derin bir nefes daha çektim ve kendi kendime gerçekçi olmam gerektiğini anımsattım. Onun ölmesini istemiyorsun, diye düşündüm arka koltuğa kendimi atarken. Çünkü eğer ölürse onu kendi ellerinle öldürebilme ümitlerini yitirmiş olacaksın. Bu da gayet münasebetsiz bir durum olacak.



Hiç kimse için böyle şeyler düşünebileceğim aklıma gelmezdi. 2006 yılında ilk okuduğumda çok güldüğüm bu satırlar bir kaç yıl sonra hissettiklerimi anlatır olmuştu. Şimdi okurken yine güldüm ama Ö. Hanım'ı hatırlayıp ta tüylerimin diken diken olmasına engel olamadım. Miranda en azından şık, zarif ve tarz sahibiydi. Benim Miranda ise bunların hiç birine sahip olmamakla birlikte bir de korkunç bir kadındı. İş hayatını zehir edip, mobbinge resmen yeni bir anlam getirmişti. İş Hukukunu geceler boyunca ezberledikten sonra gerçek hayatta Gazi'de öğrendiklerinizin tam tersiyle karşılaşmak korkunçtu. Neyse ki o günler çok geride kaldı ve neyse ki karma var da yaptıkları Ö. Hanım'ın yanına kalmadı. 
Şeytan Marka Giyer, harika bir dedikodu romanı. Revenge Wears Prada'nın çıkışını bahane ederek bu harika kitabı tekrar okudum ve kahkahalarıma engel olamadım. Lauren Weisberger her yazdığına şans verdiğim yazarlardan. Açıkçası Şeytan Marka Giyer'den sonra yazdığı kitaplardan aynı zevki alamamıştım ta ki Chateau Marmont'ta Son Gece'yi okuyana kadar. Ama Şeytan Marka Giyer ve Chateau Mormont'ta Son Gece'yi bayılarak tavsiye ediyorum. Elinizden bırakamayacağınız çok eğlenceli kitaplar. Bu arada Şeytan Marka Giyer'in harika da bir filmi var. Okuyun, izleyin...




1 yorum: