5 Eylül 2013 Perşembe

Yanık Tost / Burnt Toast

"Sonunda 40 yaşına geldim. Hayatımın bundan sonrasını da böyle mi geçirmek istiyordum. Cevap: Tabi ki hayırdı. En zoru değişmek için, yanık tostu yememem gerektiğini anlamak oldu. Başarısızlığı aklıma bile getirmemeliydim. İyi şeyleri hak etmediğime inanmayı bırakmalıydım.Ve bıraktım da. Artık böyle düşünmek istemiyorum. Hiç kimsenin de böyle düşünmesini istemiyorum."



Çoğu kadın gibi Teri Hatcher da hayat hakkında ilk şeyleri annesinden öğrendi. Ve çoğu kadın gibi annesinin de düşündüğü son kişi kendisiydi. Yaptığı tostlardan biri fazla yanmışsa, en iyisini başkasına verir, yanık tostu kendisine ayırırdı. Bu hareket bir sevgi gösterisi de olsa, öğrenilmemesi imkansız bir ders veriyordu: Kendi tatmininiz bir tost etmez.
teri hatcher'ın bir 10 yılı daha, kendini bir sonraki faciaya hazırlamaması gerektiğini öğrenmesi, bir boşanmaya, bekar ve çocuklu bir kadın haline gelmesine, kötü sevgililere, ertelenmiş bir kariyere ve hiç unutmayacağı 40'ıncı doğum gününe mal oldu. Tatmin olmak ve kendini sevmek hiç bir zaman çantada keklik değildir, ama mutlu bir hayatın olmazsa olmazlarındandır. Teri Hatcher, kalbi ısıtan, eğlenceli, dokunaklı ve bu felsefenin ilham verici bir manifestosu olan Yanık tost'ta diğer kadınların da yanık tostu yemesini önlemeyi ve kendilerini dışarı açmazlarsa hiç bir zaman ikinci şansı elde edemeyeceklerini anlatıyor. 
Tüm zayıf tarafları, başarısı ve açık sözlülüğü ile,(Beyaz atlı prensi buzdolabında aramasından, kızının doktorundan daha çok dışarı çıkması gerektiğini duyduğuna kadar) Yanık Tost , günlük karmaşa sırasında ilham verici bir hayata sahip olmak için zorluklar çeken ve başarıya ulaşan bir kadının eğlenceli, sıcak ve dokunaklı bir portresini çiziyor.
Eğer başkaları için sizin için iyi olan bir şeylerden vazgeçtiyseniz, bir daha sevişemeyeceğinizi düşünüyorsanız yanık tostu yediniz demektir. O halde Teri Hatcher'in size söyleyecek bir çift lafı var...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder