27 Mayıs 2013 Pazartesi

Maraz


Çok güzel bir hikayenin ilk olarak kayıpları anımsatması çok fena. İlk okumaya başladığımda biri kayıp gitmişti hayatımdan yıllar önce. Kahperengi'ni okurken Maraz'ı bir daha oku bak daha çok seveceksin demişti bir arkadaşım. Bu hafta tekrar okumaya başladım ve ertesi sabah biri daha kayıp gitti hayatımızdan. Maraz ölümü anımsatan bir kitap oldu korkarım benim için. Ne tuhaftır hikaye de bir cenazeyle başlıyor. Ölümü, arkadaşlığı, evliliği, sadakati, aile ilişkilerini sorgulayan bir hikaye. Her birine gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken şekillerde yaklaşıyor. Bir süre sonra Aslı ile beraber hissetmeye, düşünmeye  başlıyorsunuz. Ona ne kadar hak verirsiniz bilemem ama onun için üzülmemek çok zor. Hande Altaylı inanılmaz bir kitap yazmış. Kahperengi ile bu kitabı aynı kişinin yazdığına inanmakta zorlanıyorum bazen. Karakterleri, hikayenin yönü sürekli şaşırtıyor insanı. Keşke bazı karakterlerle ilgili daha çok bilgi edinebilseydik, Münevver Hanım ile bir sürü soru işaretim kaldı. Maraz'ı tekrar okuyunca Kahperengi'de beni rahatsız eden şeyin ne olduğunu anlamış oldum. Hande Altaylı Maraz'da hikayeye, karakterlere, mekanlara öyle hakim ki karakterlerle geziyorsunuz, düşünüyorsunuz ve yaşıyorsunuz. Anlatım dili de aynı şekilde başarılı. Kahperengi gibi eğreti durmuyor hiç bir şey. 


Fena Spoiler:
Zeyno ile Aslı ilişkisi hep etkiliyor beni. Sanırım benim de kızkardeşim olduğu için. Kitabı ilk okuduğum zaman bekardım ve Aslı'nın kocasına çok sinirlenmiştim. Bu defa ise onu parçalayabilirdim. Aslında Zeyno'nun başına gelenler anlamsızdı, özellikle kendini asması. Ama Maraz kesinlikle kendini okutan çok güzel bir kitap. Korkarım ben bir kez daha okumayacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder